T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Gaziantep 7. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/2346 Karar No: 2018/1826 Karar Tarihi: 08.10.2018
FESHİN GEÇERSİZLİĞİNİN TESPİTİ İLE İŞE İADE DAVASI - DAVA ŞARTI
OLARAK ARABULUCULUK - TUTANAĞIN DÜZENLEME TARİHİNİN
DAVALI VEKİLİ OLDUĞUNU İDDİA EDEN AVUKATIN İMZA TARİHİ
OLARAK KABUL EDİLMESİ GEREKTİĞİ VE DAVANIN SÜRESİNDE
AÇILDIĞININ KABULÜ ZORUNLULUĞU - DAVANIN SÜRESİNDE
AÇILMADIĞI GEREKÇESİYLE REDDİNE KARAR VERİLMESİNİN İSABETSİZ
OLUŞU - İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ORTADAN KALDIRILMASI
ÖZET: Hak düşürücü sürelerin tereddüt olması durumunda aleyhine bu süre konulan kişi lehine yorumlanması gerektiği dikkate alındığında tutanağın düzenleme tarihinin davalı vekili olduğunu iddia eden avukatın imza tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği ve davanın süresinde açıldığının kabulü zorunludur. Bu itibarla mahkemece davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsizdir. Mahkemece verilen kararın niteliğine göre hiç delil toplanmadığı ve değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Dava konusu itibariyle toplanması gereken taraf delilleri toplanmaksızın ve hiç değerlendirilmeksizin karar verildiği görüldüğünden dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair kararın verilmesi gerekmiştir.
(6100 S. K. m. 353, 355) (7036 S. K. m. 3, 20) I-TARAFLAR1N TALEP VE CEVAPLARININ ÖZETİ:
TALEP:
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli bir neden olmaksızın fesih edildiğini iddia ederek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, işe iadenin mali sonuçlarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili; açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve kötü niyetli olduğunu, davacının tüm yasal hakediş ve kazanından kendisine ödendiğini, davacının iş akdinin haklı olarak feshedildiği, davacının tebliğ edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
II-İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
Mahkemece dosya kapsamındaki delillere göre; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
III-İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, davacının 26/02/2018 tarihinde Adıyaman Arabuluculuk bürosuna başvurduğunu, Arabuluculukla çözüme kavuşturulamadığını, 07/03/2018 tarihinde tutanak imzalandığını ancak karşı Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 /3
taraf vekilinin daha sonra imzaladığını, imzalar tamamlandıktan sonra kendilerine suret verildiğini bu nedenle de süreyi kaçırdıklarını, kendilerinin kusurunun bulunmadığını, karşı avukatın geç imzalaması ve kendilerine geç teslim edilmesi nedeniyle süreyi kaçırdıklarını ileri sürmüştür.
IV-DAİREMİZ GEREKÇESİ:
6100 sayılı HMK'nın 355/1 maddesi uyarınca başvuranın sıfatına göre istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık halleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede; Arabuluculuk 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. Maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Kanun'a göre 3/1. Madde kapsamında yer alan bir uyuşmazlıkta arabuluculuk aşaması geçilmeden açılan davaların dava şartı yokluğundan reddi gerekmektedir. Dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmesi zorunludur.
İşe iade davaları bakımından da dava açma süresi 7036 sayılı Kanunla değişik 20/1 maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu itibarla 'İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir.'
Somut olayda davacı tarafından arabulucuya yasal süresi içinde başvurulduğu, ilk toplantıya işveren vekili ya da temsilcisinin katılmadığı, ikinci toplantının ise 07/03/2018 tarihinde yapıldığı, bu toplantıya anlaşamama tutanağına ekli herhangi bir vekaletname olmadığından işveren vekili olduğunu iddia eden avukatın telefonla katıldığı, anlaşma sağlanamadığı, arabulucu tarafından 07/03/2018 tarihinde anlaşamama tutanağının düzenlendiği, ancak işveren vekili olduğunu iddia eden avukatın imzasının 12/03/2018 tarihinde atılmış olduğu, davanın ise 23/03/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Kanunda tarafların telefonla arabuluculuk toplantısına katılabileceklerine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine düzenlemelerden yüz yüze katılıma göre hükümlerin konulduğu anlaşılmaktadır. Burada her şeyden önce telefonla katılan kişinin ehil ve yetkili olup olmadığı ve bunun tespiti problemdir. Somut olayda yasal olarak tanımlanan ve hukuken geçerli olan bir ses tanımlama sisteminin bulunmadığı da dikkate alındığında konuşulan kişinin kim olduğunun yasal olarak tespitinde problem bulunduğu açıktır. Öte yandan toplantının düzenlenme tarihi de çelişkilidir.
Zira davalı vekili iddia olunan avukatın imza tarihi ile tutanak düzenleme tarihi birbirinden farklıdır.
Dolayısıyla anlaşamama tutanağının usulüne uygun olmadığı görülmektedir.
Hak düşürücü sürelerin tereddüt olması durumunda aleyhine bu süre konulan kişi lehine yorumlanması gerektiği dikkate alındığında tutanağın düzenleme tarihinin davalı vekili olduğunu iddia eden avukatın imza tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği ve davanın süresinde açıldığının kabulü zorunludur. Bu itibarla mahkemece davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Mahkemece verilen kararın niteliğine göre hiç delil toplanmadığı ve değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere dava konusu itibariyle toplanması gereken taraf delilleri toplanmaksızın ve hiç değerlendirilmeksizin karar verildiği görüldüğünden 6100 sayılı HMK'nın 353/1 a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
V-HÜKÜM:
1-Hakkında istinaf başvurusunda bulunulan tarih, esas ve karar numarası yukarıda belirtilen ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1 -a-6 maddesi gereği işe iade talebinin değerlendirilebilmesi noktasında toplanması gereken deliller toplanmadan ve hiç değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi nedenleriyle sair istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece Mahkemesi KARARININ Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 2 /3
ORTADAN KALDIRILMASINA ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece Mahkemesine iadesine,
2-Alınan peşin istinaf harçlarının talepleri halinde davacıya iadesine, 3-HMK'nın 333. Maddesi uyarınca kullanılmayıp kalan gider avansının olması durumunda taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/10/2018 tarihinde KESİN olmak üzere karar verildi.